HAYATI H3N2 YAPMIŞIM SALLIYORMUŞUM
bir varmış bir yokmuş, bir dilek ağacı varmış, dilek ağacının bir blogu varmış ve ara sıra bir şeyler karalarmış. en son 22 temmuz 2013’te bir yazı yazmış dilek ağacı. sıkıntılarından bahsetmiş biraz da serzenişte bulunmuş hayata karşı. bu yazının üzerinden koskoca 5 ay geçmiş…5 ay lan 5 ay… yarım sene. hayat dönmüş durmuş. bu sürede ağaçlar önce çiçeğe durmuş, sonra meyvesini vermiş, sonra yapraklarını dökmüş kurumuş. mevsimler dönmüş. insanlar yazın kavrulmuş, klima arar olmuş, denize girmiş, arada oruç tutmuş, şeker yemiş, kurban kesmiş kavurma yapmış.
hamile olanlar doğurmuş, bebeleri büyümüş, nişanlılar evlenmiş, sevgililer ayrılmış, halk yeni şarkılar dinlemiş. müzik listelerinin top 10’u değişmiş. kankalar kavga etmiş kimi zaman. bazı bazı aile içi sürtüşmeler olmuş.
gezi dağılmış,halkın parkı halka kapatılmış, gaz yenilmiş, gözler çıkmış, o ses türkiye’nin yeni jürisinde mustafa yerine athena gökhan, hülya yerine ebru gündeş gelmiş. yetenek sizsiniz’in yeni jürisi bkm eser olmuş.
ahali gezmiş, yemek yemiş, fotoğrafını çekip instagramda paylaşmış. foursquare’de yeni rozetler kazanmış. candy crush’da level atlanmış. leyla ile mecnun aniden bitmiş yerine ben de özledim başlamış. kurtlar vadisi hala devam ediyormuş.
öğrenciler derslerinden kalmış bazılarını geçmiş. mini mini birler okula başlamış,ergenler hocalarına atarlanmış, üniversiteden mezun olunmuş, diplomayı rulo yapıp vermişler, iş bulma derdine düşmüş insanlar.
nelson mandela ölmüş, tuncel kurtiz rahmetli olmuş, adnan şenses hakkın rahmetine kavuşmuş, obama çiftinin arasına sarı kedi girmiş.
sonra yeni yıl gelmiş. insanlık kırmızı donlarını giymiş, suni kar yağdırmış, jingıl bels diyerekten çemkirmiş, 10dan geri saymış, ‘aaaaa dede bak hava-i fişek’ demiş türk evladı.
türkiye’de dersaneleri kapatmak istemişler, mustafa sarıgül istanbul belediye başkan adayı olmuş chp’den. bakanların çocuklarının ve ünlü iş adamlarının karıştığı iddia edilen yolsuzluk süreci gündeme bomba düşmüş. yani neler neler olmuş.
AMA… bu 5 ayda dilek ağacı ne yapmış? geçen yazının üstüne bir arpa boyu yol bile alamamış. tezi bitirmemiş, iş bulamamış, aşk desen yanından geçmemiş, insanlara olan güveni biraz daha azalmış, hayata karşı direnci biraz daha kırılmış. tüm bu yorgunlukları gizlemek ise çok zor hale gelmiş. yeni yıl yeni umut demiş, her şeye rağmen inanmaya çalışmış. sonra bi gün alt komşu çalmış kapıyı ‘sizin banyodan bizim banyoya su damlıyo hanııııııımmm’ demiş, banyodan taşan su komşu yetmezmiş gibi bi de apartmanın elektrik panolarına gitmiş. mecbur kalınmış banyo kırılıp yerine yenisi yapılmaya. ‘onunla birlikte mutfağa da girile tüm tesisat yenilene borular yer altından yürütüle’ diye emir vermiş anne. mutfak banyo holler iptal olmuş, sanırsınız ki marduk gök taşı dilek ağacının evinin tam ortasına çarpmış. kol gibi bir masraf aileye girmişken dilek ağacının elinden hiç bir şey gelmemiş. üstelik klozetsiz, susuz, banyosuz sivas sanayideki esnaf abinin ‘nereye sıçacaklar’ şaşkınlığında avare kuş gibi etrafa bakınırken üstüne bir de domuz gribinin bir üst versiyonu H3N2’ye yakalanmış dilek ağacı. ağız burun dağılmış, aksırık öksürük tıksırık tavan yapmış, doktor dalga geçer gibi ‘tozdan uzak dur, evini sürekli havalandır, ellerini bol bol yıka’ demiş. bu da böyle bir masaldı minikler. gökten üç elma düşmüş, üçü de dilek ağacına denk gelmiş, her tarafı yara olmuş. bu masal da burda bitmiş…
ne bakınıyosunuz işte bitti masal. noldu, beğenmediniz mi? dilek ağacının hayatı bu işte. beyaz atlı prensle, hızır aleyhisselam gelmiş kurtarmış kızı da biz mi anlatmamışız?